20 Mayıs 2016 Cuma

Aksiyon: Nasıl hazırlanmalı? Nelere dikkat etmeli?

 Şimdi neler yapabilirim kısmına geçelim. Bir ölçüde yaşam tarzınızı değiştireceksiniz, evet. 

Biradan bir süre uzak durup yerine kokteyl içmek bile çözümdür geçici bir süre için ama merak etmeyin sonra diğer alışkanlıklarınız sizin sigara içmeyişinize göre şekillenecek ve bundan da gayet memnun olacaksınız.

Bu işin tek bir yolu yok ama benim ilk uyguladığım teknik şunları içeriyordu:


Önceden bir gün belirleyin, o güne kadar da sigarayı azaltmanız gerekecek. özellikle sabah sigarasına çok dikkat edin; ilk sigaranızı mümkün olduğu kadar geç içmeye çalışın. 

Bu dönemde sanılanın aksine küllükleri kaldırmayın hatta küllüğü boşaltmamanız gerekiyor ki ne kadar sigara tükettiğinizle yüzleşin ve sigara içmeyi temiz küllükle yapılan hoş bir eylem olmaktan çıkarın. küllükler sigarayı bırakma gününde kalkacak.

Sigara içmeyi konforsuz bir hale getirin. sigarayı sevmediğiniz bir yerde için; yapabiliyorsanız hoşlanmadığınız bir markaya geçin.

Büyük gün geldi; sigaradan tek bir nefes bile almamalısınız. unutmayın yatıştırma yok; tetikleme var. Biraz rahatlamak için aldığınız her nefes, içtiğiniz her sigara; bir sonraki sigara isteğinizin daha fazla olmasına yol açacak.

Nikotin bantlarından yararlanmaktan çekinmeyin, unutmayın asıl bağımlılığınız nikotin değil, (nikotini vücuttan üç günde atacaksınız) alışkanlıktan kaynaklanmakta. yalnız sigara içme sıklığınıza göre bir bant alın; orta düzey bir bağımlıysanız ve en yüksek seviyedeki nikotin bandını alırsanız vücudunuza gereksiz bir şekilde normalde sigaradan almadığınız kadar nikotin vermiş olursunuz.

Bol su, bol duş, bol sakız, bol nane... Sigarayı bıraktığınız zaman bütçeniz rahatlayacak ama buna biraz daha zaman verin. Hemen yeni bir diş fırçası alın, dişlerinizi günde bir kere fazladan fırçalayın. Her haftanın sonunda motivasyonunuzu sağlayacak küçük hediyeler alın kendinize. 

Bu dönemde sigara isteğinizi geçirecek nane, kurabiye gibi şeyleri yemekten çekinmeyin. yeme sıklığınız artabilir; sorun yok. Unutmayın alacağınız bir iki kilonun zararı sigara ile karşılaştırılamaz bile. kimisi de az yiyerek yemek sonrası sigarası isteğinin önüne geçmeye çalışır; kendi yönteminizi bulun.

Tekrar koşabildiğinizi, rahatça merdiven çıkabildiğinizi görmek büyük motivasyon kaynağı olacak, sık sık uygulayın. Sigara içen ve sevmediğiniz kişileri düşünün. sizi motive edecek videolar izleyin. Çoğu zaman ''sigarayı bıraktıktan 10 gün sonra...'' maddeleri de faydalıdır. 

Alışkanlıkları tek tek yok etmeniz gerekiyor kişiden kişiye göre değişen bir liste olsa da en kolaydan zora doğru sigara isteğinizin tetikleneceklği durumlar: (en azından benim için böyleydi : ) )

1. yemek sonrası sigarası (10 dakika bekledikten sonra nöbet geçiyor; sakin olun)
2. telefonla konuşurken yakılan sigara
3. çay kahve sigarası
4. dışarda sigara içen arkadaşlarla bir kafede oturmak
5. alkolle sigara
6. insanın canını çok sıkan, stresli bir durum yaşamak

Bunların hepsini zamanla kontrol altına aldığınız zaman sigarayı bıraktım diyebilirsiniz. İlk denemede başarılı olamazsanız yılmayın. Pek çok bağımlı, sigarayı bırakmayı ilk denemede başaramaz, her deneme sizi daha tecrübeli yapacak ve iradenizi kontrol altına almayı her seferinde daha iyi başaracaksınız.


İlk denemede sigarayı bırakma efsanesi

Genelde böyle iddialı bir başlık olduğunda insanlar ''Ama benim halan 30 yıllık tiryakiydi, hiç bırakmaya çalışmamıştı; bir anda bırakacağım dedi ve bir daha içmedi'' hikayesiyle bu tezi çürütmeyi severler.

Yine de iddialı girişimi sürdüreceğim. Halanız %4 gibi düşük bir orandaki şanslı bir azınlıktan çünkü pek çok bağımlı sigarayı bırakmayı ilk denemesinde başaramaz.

Peki, ilk denemede başarmak neden bu kadar önemli?

Aslında hiç de değil. Sigara içenleri, sigarayı bırakmaya çalışmaktan alıkoyan büyük bir etken de ''Başaramayacağım ve rezil olacağım'' korkusu.. Ofisteki Mehmet'in ''Ee yeter lan kaçıncı bırakış bu, laçka ettin; bırakamıyon lan işte kasma'' yorumu.

 Öncelikle her deneme sizin bağımlılık derecenizi anlamanızı, zaaflarını fark etmenizi ve bırakma yolculuğunuzdaki olumlu ve olumsuz etkenleri fark etmenizi sağlar.

Ayrıca bir gün bile sigara içmeseniz kardır. Siz denemeye başlayın.

2008deki ilk denemem olmasaydı, 2014te de bu iş olmayacaktı.

Quitting smoking on the first try is overrated. : )

İlk demede bırakmaya fazla anlam yüklemeye lüzum yok, bırakın laçka olsun. Yeter ki sizin azminiz devam etsin.

Zamanın geçmesine sevinmek

Sigarayı bırakanların en fazla merak ettikleri konulardan biri sigarayı bıraktıktan sonra neler değişeceği, sigarayı bırakmanın beden ve psikolojilerini nasıl etkileyeceğidir ve kanımca da ''Sigarayı bıraktıktan 20 dakika sonra...'' yazıları en büyük motivasyon kaynaklarındandır.

Sigarayı bıraktıktan sonra en mühim ne oluyor? Zaman sizin için bir dezavantaj olmaktan çıkıyor ve 'sigarayı daha uzun süredir bıraktım' demek için bildiğin yılların geçmesini ister hale geliyorsunuz.

Sekiz sene önce uzunca da bir dönem sigarayı bırakmayı başardım ama tabii ki egoma yenik düşüp nasıl olsa artık kendimi kontrol edebiliyorum diye sosyal içicilik tuzağına düştüm. 

Devamında pek çok kez sigarayı bırakıp tekrar başlayacaktım. İlk seferinde olduğu gibi vücudum kendini temizlemiyordu bile çünkü tek tük sigara içen birine dönmüştüm ama sigarayla her bırakma mücadelesine girişinizde aslında sigaraya ne kadar yenik olduğunuzun farkına varırsınız. İsterseniz haftalarca içmeyin; o tartışmadan sonra beyninizde nikotin çanları sağ sola vurur, alkolle yarım paketi gömersiniz.

Tonlarca bahane duyarsınız; kilomu koruyor, aslında sosyal içici olduğuna dair tonlarca avuntu, bilmem ne hastalığına iyi geliyor, günde beşe kadar fark etmiyor... Off neler neler...

Eder efem, sigarayı altı aydır, dokuz aydır içmeyen biri bile kritik dönemdedir. 

Tüm bahaneleri bıraktım ve tek nefes almadığım günü sigarayı bırakmış sayacağım dedim.

İki yılın geçmesi sizi mutlu eder. kalp krizi geçirme riskim hiç içmeyen birisinin yarısına indi, ani felç riskim sigara içmemiş birisiyle eşitlendi, ciğerlerimin de sağlığına kavuşması için zaman geçsin dersiniz.

Ciğerlerin ve bedenin kendini yenileyebilmesi içinse tek bir sigara bile içmemeniz gerekir. 

Unutmayın, içtiğiniz o tek sigara sizi yatıştırmayacak; bir sonraki krizi daha zor hale getirecek. bırakın yılların geçmesi sizi mutlu etsin.


9 Şubat 2016 Salı

İlk kararın önemi ve bir nevi özet

Sigarayı bırakmanın bence en önemli adımı sigarayı bırakmaya çalışmaktır.

Komik gibi gelse de şöyle açıklamaya çalışayım:

Ağır sigara kullanıcıları günde 3 paket sigara içen Mahmut abinin bir gün "Gençler ben bırakıyorum bu meredi" deyip birden sigarayı bırakma hikayesini anlatmaya bayılırlar.

İçten içe istedikleri böyle bir bırakmadır. O mucizevi gün gelecek ve birden hiç zorlanmadan sigarayı bırakacaklar ve bir daha canları hiç sigara istemeyecekmiş gibi...

Öyle bir mucizevi gün gelmeyecek maalesef. İstisnalar olsa da birçok sigara bağımlısı sigarayı ilk bırakma çalışmalarında başarılı olamayacaktır maalesef. Ben neden istisna olmayayım deyip ilk denemesinde başaran azınlık arasına girebilirsiniz ama ilk denemenizde başaramazsanız da üzülmeyin; denemeye devam. sigarayı bırakmaya çalışmaya başladınız.

İlk ciddi sigara bırakma çalışma denemem 2008deydi. Önerildiği gibi kendime bir gün belirledim ve o güne kadar sigarayı azaltmaya başladım. Sigarayı bırakma içerikli her şeyi okuyor; forumları takip ediyor ve tonlarca video izliyordum.

Bu denememde başarılı olamadım; devamındaki pek çok denemede başarılı olamadığım gibi ama bu deneme olmasaydı sonraki bilmem kaçıncı denemem başarılı olamazdı.

Çünkü her sigaraya yeniden yenik düştüğünüzde kendi zaaflarınızın daha çok farkına varıyorsunuz. o tek bir sigarayı içmemeniz gerektiğini, her sıkıntılı anın elinde sonunda geçeceğini; geçmese bile sigaranın bu duruma hiçbir faydası dokunmayacağını öğreniyorsunuz.

Kendinizi tanıyorsunuz; sigara içmek için nasıl bahaneler üretebileceğinizi; "sosyal içici" olduğunuza dair kendinizi nasıl kandırdığınızı anlıyorsunuz.

Ha sosyal sigara içiciliği sosyal alkoliklik gibi değil. (O konuya sonra gireriz.)

O yüzden ya başaramazsam diye korkmayın ve sigarayı bırakmayı deneyin. İlk başta korkuyorsanız etrafınızdaki herkese söylemenize gerek yok ama kendinizi tanımaya başlayacağınız bu yolculuğun biletlerini hemen alın ya da almaya karar verin işte...

2 Şubat 2016 Salı

Bırakmaya karar verişim

2008 yılı öncesinde sigarayı az tüketmekteki tek motivasyonumun uzun süreli bir sigara içicisi olmayı başarabilmek; pek çok tiryakinin ilk dönemlerinde olduğu gibi ben de sigarayı seviyorum yani. Arkadaş çevremdeki herkes içiyor. Yaş genç, sağlığa bir etkisini görmek güç, neden bırakayım ki?

Aslında geri dönüp baktığımda etkilerini görmek kolaymış ama görmezden gelmek daha işime gelmiş. Çok hızlı koşardım mesela; o yıllarda uzun süre doğru dürüst koşmayı denemedim bile. Merdiven çıkmayı artık sevmiyorum ama zaten kim sever ki de geç. İnkar ediyorum öyleyse mutluyum.

Üniversiteyi bitirdikten sonra Londra'da yaşamaya başladım. Daha o zaman GSS Prim borcu gibi dertlerimiz yok. İnsanlar seyahat edebiliyor, biraz gezeyim dünyaya bakışım değişsin filan diyebiliyor. Hey gidi... Neyse ki iş de buluyorum; belli bir düzen oturuyor. 

Türkiye'den farklı olarak burada kapalı alanlarda sigara içme yasağı var ve sigara çok daha pahalı. Elbette bu yasaklar etkiliyor. Zaten gazetede bir yerlerde oraya kapalı mekanlarda sigara yasağı geldikten sonra sigarayı bırakan kişi sayısında çok büyük artış olduğunu okuyorum. 

Bunlar caydırıcı şeyler ama dediğim gibi benim için tek başına yeterli değildi. Sigarayı bırakmanız gerektiğine inanmanız gerekiyor.

Valizimin her tarafına heterojen şekilde sigara paketlerini dağıttığımı hatırlarım mesela Londra'dan sigara almak zorunda kalmayayım diye.  Deli gibi de cezası vardı, ne cesaret... İyi ki yakalanmamışım. 

O sigaralar bitmesin diye sigarayı çok daha az içmeye çalışıyorum. Fark etmeden sigarayı bırakmadaki çok önemli bir aşamayı uygulamış oluyorum yani:

- Sadece canınız istediğinde için. 

Bu ilk başta biraz anlamsız gelse de sigara içişlerin pek çoğunun işte 'Hadi sigaraya çıkıyoruz, geliyor musun?' sorusuna aklınızda o an sigara olmasa bile 'E hadi bari' olduğunu fark edebiliriz. 

Yine dışarı çıkıyoruz arkadaşlarla ama sabaha kadar da dışarıda kalsam yorulmuyorum. İnsanı yoran sigara dumanıymış. Saha dinç hissetmek hoşuma gidiyor. 

Sıkça metro kullanıyorum ve haliyle bolca merdiven inip çıkıyorum. Tabii ki de kesiliyorum. Genç yaşımda kendimi bu şekilde kısıtlamaktan rahatsızım. 

Bir yerde oturken dışarı sigaraya çıkıp içeri girdiğinizde içeridekilere iğrenç sigara kokuyorsunuz.(aslında her zaman iğrenç sigara kokuyorsunuz da en direkt hissedileni bu galiba) İğrenç koktuğuma dair bir yorum duydum, yüz ifadelerini ise halihazırda yakalamıştım. Yerin dibine geçmemin etkisi var.

Hayat pahalı, sigara daha pahalı. E, paranın tabii ki etkisi var. Her yerden kesmeye çalışıyorum.

Dişlerim sararıyor, lekeleniyor. Benim hassas yerim dişlerim. Benim 3 katım sigara içip bembeyaz dişlere sahip olan kişileri de tanıyorum ama o yüzden bunu sigaranın sizde neden olduğu bir etkiyle kıyaslayabilirsiniz. Cildiniz kırışıyor, cilt problemleri yaşıyor, egzersiz yapamadığınız kilo alıyor olabilirsiniz. Hatta ben gözünün beyazı bile sararanları gördüm. Vücudunuza dikkatli bakın; elbet bir etkisi var.

Ev arkadaşlarımdan birinin sürekli sigara içmesinden nefret ediyorum. Bende ilginç bir şekilde en tetikleyen faktörlerden biri bu oldu. Adamı çok seviyorum ve sevmediğim kişinin sürekli sigara içmesi ben de bir tiksinmeye sebep oluyor.

İstanbul'da beraber sigara içmek sosyalleşmeyi daha çok sağlarken burada kimsenin sigara içmediği mekanlarda ben sigara içmek için dışarı çıkınca tam tersi bir etki gösteriyor. E sosyalleşmeye de bir faydası kalmadı.

Yıllar çabuk geçmiş... bu yaşımda  neredeyse on senelik sigara içicisi olduğuma inanamıyorum.

Yani tek bir etken yok ama tüm bunlar birleşince ilk defa sigarayı bırakmayı ciddi ciddi düşünüyorum. 

Basit gibi görünse de bu ilk adım çok önemli. Düşünün ve her şey başlasın. 

19 Ocak 2016 Salı

Nasıl başladı? Nasıl arttı?

İlk yazımda bahsettiğim gibi sigarayla 15 yaşımda tanıştım. Daha öncesinde üzerinde çok kafa yorduğum bir şey değildi.

Şimdi hafızayı zorluyorum bir küçükken elbisemden içeri birinin yanlışlıkla sigara düşürdüğünü hatırlıyorum çocukken. (Yaklaşık üç gün ağlamıştım) Babam sigara içtiğimde çok üzüldüğümü hatırlarım. Bir de sigaranın nasıl bir şey olduğunu merak ettiğimde ki herhalde yaş 9 filandır annemin büyük ihtimalle bir komşudan duyduğu ''Bi' tattıracaksın; tiksinecek bi' daha yaklaşmaz zaten'' tarzı bir tavsiyeyle annemin bir nefes aldırdığını hatırlıyorum. Beklenenin aksine öksürmemiştim bile. Çocukken böcek ilaçlama araçlarının dumanında durmaya bayılırdım; onun etkisinin olduğunu düşünüyorum.

Bir de sigarayla ilgili ne düşündüğümü soran arkadaşıma ''eroine başlarım; sigaraya başlamam.'' demem geldi aklıma bizim lisenin çamlığında.

Oysa arkadaşlarımın sigara içtiğini sezdiğimde ışık hızıyla ilk denememi yaptım. Tabii ki de bağımlı değildim. Bağımlı olmanız uzun zaman alıyor ama sigara artık hayatımın bir parçasıydı maalesef. Tabii ki de sadece arkadaşlarımlayken içiyordum. Hatta aylar sonra arkadaşların evde de gizli gizli içtiğini öğrenince şaşırmıştım içten içe. Bu benim için beraber yaptığımız bir aktiviteydi. Maalesef o zamanki ruh halimi çok net hatırlamıyorum. Aşırı canımı sıkacağım bir şey yoktu ama yapı itibarıyle hassasımdır. Elbet takacak bir şeyler bulmuşumdur.

Arkadaşlarla bir kafeye oturur muhabbet eder ''Aaa ne unuttuk?'' der yarım saat sonra sigara içmeye başlardık. İki sene durum böyle... Daha kimse bağımlı değil ama kimse de vazgeçmiyor. Sosyal açıdan inanılmaz saçma bir bağlayıcılığı var. Paket almaya 17 yaşında başladım diye hatırlıyorum. Üniversite yıllarımda da hiçbir ciddi bırakma girişimim olduğunu hatırlamıyorum.

Lisede trend ''İstesem bırakırım.'' Ha ''istemem bırakırım''cı da değilim. ''Yoo bırakamam'' diyorum ki kimse sigaramla uğraşmasın. Atatürk'ün meşhur hikayesindeki doktorun içtiği sigarayı yarısına düşüreceğini bildiğinden 50 yerine 100 sigara içiyorum deyişi gibi sigara içenler kendileri göre taktikler geliştirirler. Pek uğraşmıyorlar benle neyse ki. Zaten sigara içmeyen pek de arkadaşım kalmadı etrafımda; küçük bir bölünme yaşadık sanki. İşte sigarayı karakterimin parçası gibi hissetmem belki de buradan geliyor. Sanki önümde o paketler olmadan, Camel esprileri olmadan ben hiçbir şeyle ilgili muhabbet edemeyecekmişim gibi hissediyorum. Sigara benim kalkanım; kimse elimden almasın. Cumaları okuldan sonra sahile inip bira içme günü; saatler orada sigarasız nasıl geçer? İmkansız.

Üniversitede sınıfta neredeyse kimse sigara içmiyor; bu benim için çok yeni bir durum ama zaten okuldan çıkar çıkmaz Kadıköy'e lise arkadaşlarımla buluşmaya gidiyorum. Üniversitedeki tipler de iyi ama lise arkadaşlarımın tadını vermiyor. Birayı seviyorum ama asıl gözdem sigara. Barda diet kolayla yarım paket sigara içip inanılmaz ekonomi de yapıyorum. Sigara içmesem yemek yiyecektim, şunu içecektim diye hesaplayıp alsında sigaranın benim yaşam tarzımı ekonomik olarak daha olumlu etkilediğini düşünüyorum. Ha sigara olmasa o kadar saat dışarıda durmayacağım aklıma pek gelmese de yine de tutarlı bir yanı var. Ekonomi her zaman sigarayı bırakmada düşünüldüğü gibi ön planda olmayabiliyor.

Sigarayı bırakmayla ilgili ilk bir şeyle okumaya başladığımda çoğu ''dumanı yel alır paranı el alır'' kıvamındaydı. Babam da beni ilk sigarayla yakaladığında verdiği tepki ''Verdiğim paraları bunlara mı harcıyorsun?'' olmuştu.

Oysa dediğim gibi sigara benim bir mekanda saatlerce hiçbir şey almadan oturmamı sağlıyordu. Benim asıl ihtiyacım olan şey vaktimi boşa harcadığımı görmemdi. Yalnız her içtiğiniz sigara günde şu kadar olur; 5 yılda cebinizden çıkan para şudur tarzı yorumlar bana hitap etmemişti.

Sigarayı abartmamaya çalışıyorum ama açıkçası bundaki en önemli motivasyonum ''uzun süre sigara içebilmek''. Çok sigara içen arkadaşlarıma kızıyorum. ''Böyle yaparsan otuzunda bırakmak zorunda kalırsın.''  Tarzı bir cümlenin ağzımdan çıktığını hayal meyal hatırlıyorum hatta. Ahah sigara böyle bir şey işte kendisiyle olan ilişkimi uzu süreli tutabilmek için çok içmemeye çalışıyorum yani sadece artık. İnsanoğlu olarak hepimiz ayrı bir garibiz işte.

21 yaşındayım ve Erasmus'la Hollanda'dayım. Sigaraya ilk ciddi anlamda kafa yorduğum zaman bu. Farklı ülkelerden insanlarla beraber okuyorum ve sigara burada daha dikkat çekiyor. Özellikle Amerikalıların çoğunun sigaraya yaklaşımı çok farklı.

Sigara içişim çok tutarlı değil. İlk gün şehir turumuzda sigara içtiğimi söylediğim çocuk hayret ediyor ''Bıraksana sen; sabahtan beri geziyoruz bak bi' tane bile içmedin...'' Ama bir restorana oturduğumuz gibi üç tane art arda yakıyorum. Fikrini değiştirmiştir herhalde : )

'Alcohol improves my foreign language'' diye bir grup vardı Anlayacağınız Facebook'un ilk patladığı yıllar. İngilizce hep iyiydi ama ilk defa bu kadar yoğun kullanmam gerektiği için gerginim. Akşam Kiezel'da toplanıp bol bol içiyoruz, e, içerken de bir sigara sönüyor, bir sigara yanıyor... Sanırım hayatımın en çok sigara tükettiğim dönemine girdim.

Bir akşam arkadaşlarla oturuyoruz. Stoktaki sigaramı bulamadım. Bulunduğumuz yer de merkez değil; akşam yediden sonra yakınlarda açık yer bulmak imkansız. Neyse sigarayı buldum ama ararken öyle bir paniklemişim ki sadece arada sigara içen bir arkadaş: ''Şunu gördüğümde sigaraya bağımlı olmadığıma çok sevindim.'' demişti. İtiraf ediyorum ben bir sigarakoliktim. Sigarayla ilgili ilk utandığım anım bu sanırım. Yalnız beni gün içinde gören biri halen ''Aa sen pek içmiyosun'' da diyebilirdi. Bir tür dipsomani durumu sanırım; karışık bir bağımlılık bu illet, aman.

Neden sigarayı bırakmakla ilgili yazıyorum?

Emin olmak için hemen bir baktım da gördüm ki 'bir sene yüz on gündür' sigara içmiyorum.

Maalesef sigarayla tanışmam neredeyse çocukluğuma denk gelir. On beş yaşındaydım; sınıftaki arkadaş grubumun ara ara tuvalete gidip sigara içtiğini fark ettim. Bir saniye bile tereddüt etmeden benim de sigara içmem gerektiğini düşünmüştüm. Zaten çok ergendim, zaten derslerim pek iyi gitmiyordu, zaten hoşlandığım çocuk bana bakmazdı; bir de arkadaşlarımla aramda bir uçurum oluşması isteyeceğim en son şeydi.

Henüz içenlerden bir itiraf gelmemişti ama ben akşamına salondan yürüttüğüm L&M'i balkonda tüttürüp ertesi gün bunu ara ara yaptığım bir şeymiş gibi muhabbete doğal bir şekilde katmayı başarmıştım. Devamında da inişli çıkışlı da olsa 15 yıllık bir ilişkimiz oldu sigarayla.

Yani bu sigarayı bırakma blogu 15 senelik bir tiryaki tarafından yazılıyor. Hatta bence geçen süreden daha da önemlisi sigarayla erken yaşta tanışmış olmam çünkü maalesef sigarasız halim çocukluğuma denk gelecek yaşta olduğu için ben hep kendimi sigarayla şekillenmiş hissettim. Sigara karakterimin bir parçası gibi hissediyordum; sigarayı bırakma düşüncesinde benim için en sıkıntılı nokta buydu: kafamda sigara içmeyen bir ben canlandıramıyordum bile.

İngilizce öğretmenlerinin çok faydalanacağı ''The English Verb''  isimli kitabın başında bir yerlerde şöyle yazar: ''Belki de İngilizce öğretmenleri, İngilizceyi açıklaması gereken son kişilerdir çünkü kendileri başarılı bir şekilde dil öğrendikleri için bunda zorlananlarla empati kurmayı başaramama ihtimalleri yüksektir. Bu biraz abartılı ama benim çok ders aldığım ve hoşuma giden bu benzetmeyi Matematiğiniz zayıfsa; öğretmenin ''Eveet sağdan parantezi ayırmadan aldık - e tabii o arada -içler dışlar çarpımı da yaptığımız için eksiler artı olurken...'' gibi konuşmalarında kaybolurken Matematik öğretmeninin gözündeki ''La bu salaklar bin kere anlattığım bu basit şeyi nasıl anlamazlar? '' ifadesinden yakalamaya çalışabilirsiniz.

Ben sigarayı hiç de öyle kolay bırakamadım o yüzden belki de deneyimlerim ''bir gün kafaya taktım bıraktım, hepsi inanmakta bitiyor, ne var yav, iradesiz misin?'' diyen adamdan daha yardımcı olabilir.  Bu tür bloglardan kendim de çok faydalandığım için sigarayı bırakmak isteyen birisine yoldaş olabilir; aman hiç biri olmasa fazladan bir kaynak olarak bir köşede durur işte. Canı sağ olsun.